29 Ekim 2010 Cuma

4,5 yaşındaki kuzunun Uzay Gemisi

2,5 yaşından beri benimle ayna yapıyorsun, gök cisimlerini gözlemleyip bol bol onları çiziyorsun. Hep düşündüğüm şeydir acaba ileride bunlar gelişimine nasıl yansıyacak diye. Zira Ay dede hakkında fare kemirmiş peynir veya ısırılmış kurabiye gibi hayallerin yok. Ay'ı gözlemlerken göktaşı gelmiş bam olmuş, kıyatey oluşmuş diyorsun.

16 Ekim 2010 Cumartesi

Minik kuzumun minik ameliyatı

Adı üstünde işte. Minik de olsa genel anestezi içeren bir ameliyat. Hayırlısı ile oldu bitti nihayet. Zaten ben ve baban senden daha endişeli idik, sana belli etmesek de. Fotoğraf çektik, kakara kikiri yaptık ki korkma diye. Ama maşallahın vardı, çok uslu bir çocuk idin. Ameliyathaneye girmeden evel sana çilekli şurup içirdiler. O yüzden ameliyathaneye girmeden evel zaten gözler sende kaymış idi :) Ama o bakışlarla seni ameliyathaneye bırakmak... İşte o ana kendimi kasmam sonucu halı hazırda devam eden bir bel kasılmasına yol açtı. Sen iyi ol da, Allah kimseye dermansız dert vermesin. Seni en çok rahatsız eden şey serum için koluna takılan iğne idi. O da çıkınca senden mutlusu yoktu. Öğle yemeğini yeyip, ilk çişini yapıp, pasta peşinde koşmaya başlayınca doktor amcamız öğleden sonra taburcu etti bizi. E artık iyi işemeler oğlusum. Çıkarken bize yaptığın maymun taklidi ise günün en keyifli anı idi. Seni çok seviyoruz kuzum....

Operasyonu gerçekleştiren Prof. Dr. Nüvit Sarımurat amcamıza, hemşire ablalarımıza ve hastane görevlilerine sonsuz teşekkürler.


9 Ekim 2010 Cumartesi

Faruk dedem kumda uyuyor


Sabah erkenden yollara düştük. Önce sana abi yatağı aldık. Tepkin: "Vay beeeee bu harika yaaaaaa kikiki" oldu :) Akabinde hastaneye gittik. Minik operasyonun çarşamba günü gerçekleşecek hayırlısı ile. Sonra dedenin senesi için okunacak mevlid için anneanneye gittik. Anneanneye giderken şöyle dedin "Dedem kumda sadece uyuyor, biz de onu suluyoruz" Öyle işte....

Bu fotoğraf 4. yaş yıl sonu gösterinden...

7 Ekim 2010 Perşembe

Yatak ucundaki minik kuzu derki....

Dün gece minik bir ses ile uyandım. "Koyaaaap ben seni çok seviyomm" Minik minik ayak sesleri akabinde şu kelimeler geldi. "Yucaaaan ben seni de çok seviyom" Baba ile açtık gözlerimizi, yatak ucumuzda bekleyen minik bir kuzu. Alıverdik aramıza, bi kolunla beni, diğer kolunla babacığını sarmaladın, biz de seni seviyoruz kuzum dedik ve hep beraber mışıl uykulara daldık. :)

Sen nasıl 1 çocuksun bilmiyorum ben :)

Benim laptop bozuk olduğundan babanınkinden yazıyorum. Onda da güncel foto nerde bulamadım. Masa üstünde bu fotoğrafın varmış. Onu ekleyivereyim :)


2 Ekim 2010 Cumartesi

Kuzu ile Body Worlds gezisi

Bugün Ankara'dan misafirlerimiz var idi. Sabah erkenden yola koyulduk.

Önce hastanede rutin kontrollerimizi olduk ve yıllık grip aşımızı yaptırdık. Haftaya minik bir operayon geçirmen gerekiyor :( Önemli ve ciddi bir şey değil ama bayıltılman gerekecekmiş. Hazırlamamız lazım seni o zamana. Ama sen doğduğundan beri ne iğneden, ne de hastanelerden korkuyorsun, bu konuda hep çok uslu oldun. Yine öyle olacaksın biliyorum :)

Sonra İstanbul Modern Sanat'ın yoluna koyulduk ve akrabalarımızla buluştuk. Girmeden önce vüdumuzu tanıyacağız diye anlattık sana. İçerde sen yetiştik insanların tepkisinden daha az tepki verdin. Anne bak abinin pipisi varmış, anne bak abinin kolu kırılmış, kafası kırılmış, kalbi çıkmış gibi gibi gayet  normal tepkiler verdin. Zürafa ve at ise seni en çok şaşırtan şeyler oldu. Ceninleri es geçtin, onlar bebek işte dedin ve yürüdün :) Bense sergi sonrası robot olduğumuza kanaat getirdim :)



Velhasıl yorucu ve güzel bir gün idi, çok eğlendik :)

1 Ekim 2010 Cuma

Kuzu ile sinema keyfi

Evet ailecek çok seviyoruz ama son zamanlarda içimiz dışımız atölye olmuş idi. Bu yüzden bu akşam yemeğimizi yer yemez değişiklik yapıp sinemaya gittik ailecek. Kocaman mısırlarımızı aldık ve seyre koyulduk.

Çılgın Hırsız (Despicable Me) pek keyifli idi. Epeydir vizyonda, uzun zamandır da seyretmek istiyor idim, bu akşama kısmet oldu. Salonda bizden başka bir baba-oğul var idi. Başka da kimse yok idi. Yayıldık, evde seyreder gibi seyrettik keyifle.

Gru'yu nedense kendime benzettim. Belki de o çocukken kurduğu Ay'a gitme hayalleri yüzünden. Altuğ bu zamanları hatırlayacak mı acaba diye düşünüyorum. Geçenlerde bana 'Anne ne zaman astıyonot olcam ben' diye sormuş idi mesela. :P

Sen de pek keyif aldın hani :) Öyle işte....